BAŞLARken...

CAN Avukatlık Bürosu izmit

Hak ve HukukNedir?
Hak kavramı, hukukun temel kavramlarından birisidir. Hak, adalete ve doğruluğa saygıyı temel alan bir ahlak ilkesidir. "Kişiye hukuk düzeni tarafından tanınmış yetki, özgürlük, olanak" şeklinde de tanımlanabilir.
Kısaca hatırlayalım;
Adalet: Kısaca, haklılık ve hakka uygunluktur. Öznel anlamda adalet herkesin hakkını tanıma konusunda değişmez ve kesin istektir. Nesnel anlamda adalet, karşıt çıkarlar arasında hakka (hukuka) uygun bir denkliktir.
Hukuk: İnsan topluluklarında kişiler arasındaki ya da kişilerle devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen ve uyulması devletin yaptırım gücüyle sağlanmış bulunan izin verici, düzenleyici ve yasaklayıcı davranış kurallarının bütününe "hukuk" adı verilir. Haklar, hukuk düzeninde çok çeşitli görünümlerde ortaya çıkar;O Yurttaşların devlete karşı sahip oldukları haklar var. Anayasa, özellikle ikinci kısmında, "temel haklar ve ödevler" başlığı altında, kişilere bu nitelikte haklar tanımış bulunuyor. Anayasa, Madde 12/1 hükmüne göre, "Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir."
Bu haklar, yaşama hakkı, kişi dokunulmazlığı, düşünme ve inanç özgürlüğü, özel hayatın korunması, seyahat ve yerleşme özgürlüğü gibi kişisel; ailenin korunması, çalışma ve sözleşme özgürlüğü, sosyal güvenlik hakkı, öğrenimin sağlanması gibi sosyal ve ekonomik; vatandaşlık, seçme ve seçilme hakları, dilekçe hakkı, kamu hizmetlerine katılma hakkı gibi siyasal nitelikte haklardır.
Bunlar dışında da, özel hukuktan doğan, kişilerin birbirlerine karşı sahip oldukları haklar mevcuttur. Toplumsal yaşantının ortaya çıkardığı ve bireyler arasında oluşan ilişkiler çok çeşitli görünümlerde olduğu için, bunlar da farklı biçimlerde ortaya çıkar.
"Mülkiyet hakkı" gibi, şeyler üzerinde sahibine bir tür egemenlik durumu yaratan ve herkese karşı ileri sürülebilen yetkiler söz konusudur.
Alacak hakları" gibi, yalnızca borçlusuna karşı ileri sürülebilen yetkiler vardır.
Hukuk düzeni; "fikir ve sanat ürünleri üzerindeki haklar", "ihtira ve icatlar üzerindeki haklar" ya da "ticari ad ve işaretler üzerindeki haklar" gibi, insan zekâ ve düşüncesinin yarattığı ürünler üzerinde yaratıcılarına yetkiler tanımıştır.
Kişilerin yaşamı, sağlığı, vücut bütünlüğü, sırlan, özel hayatı, haberleşmeleri, şeref ve haysiyeti, bilimsel ve mesleki kimliği, mali itibarı, toplum içindeki yeri gibi hususlardan oluşan maddi, manevi hatta ekonomik varlıkları üzerindeki egemen durumlarından kaynaklanan, kendi "kişilik üzerindeki hakları" vardır. "Velayet" ya da "vesayet" gibi, genellikle aile içi yetkilerden doğan "başkasının kişiliği üzerindeki haklar" da mevcuttur.
Devlete karşı haklar anayasayla hukuk düzeni tarafından tanınmış haklardır. Özel hukuktaki haklar, bir talanı hukuki işlemlerle tanınır ve kazanılır. Örneğin mülkiyet hakkı için öncelikle o hakka konu olacak şeyin (satın alma, bağışlanma ya da miras gibi yollarla) hukuka uygun bir şekilde kişiye geçmesi gerekir. Alacak hakkı için kişiler arasında bir sözleşme, bir akit, bir anlaşma, bir kontrat bulunmalıdır. Özel hukuktaki hakların sona erdirilmesi kişinin kendi iradesine bağlıdır. Ne var ki, ülkemizin tarihi gelişmesi nedeniyle olsa gerek, Medeni Kanun'un 23. maddesi şunu öngörür: "Kimse medeni haklardan ve onları kullanmaktan kısmen olsun feragat edemez."


CAN Avukatlık Ofisi izmit

Hakkımızı Ararken

Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma adil yargılanma hakkına sahiptir." Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Hakkının ihlal edildiğini, hukuka aykırı bir eylem ya da işlemle karşı karşıya kaldığını düşünen veya iddia eden her kişi hakkını aramakta özgürdür. Ülkemizin hukuk sisteminde bu yollar yargı ve yasama organlarına yapılacak bir takım başvurular şeklinde düzenlenmiştir.
Bir hukuki anlaşmazlık oluştuğunda sorunun çözümü için yargı mercilerine, yani mahkemelere başvururuz. Ülkemizde yürürlükte olan hukuk sistemine göre, kişiler arasındaki davalar ile yurttaş-devlet arasındaki davalara ayrı yargı yerlerinde ayrı usullerle bakılır. Buna göre, bir yanda genel yargı adı da verilen adli yargı, öte yanda da taraflardan en az birinin "devlet" olduğu idari yargı mevcuttur.