Çocuğun Cinsel istismarı ve Cezası

Cinsel İstismar Nedir?

Cinsel istismar; bir yetişkin tarafından çocuğun cinsel haz almak için kullanılması olarak tanımlanmaktadır ve cinsel istismar diğer istismar türlerinden sıklığı ve karmaşıklığı açısından farklılıklar göstermektedir. Bir erişkinin cinsel gereksinim ve isteklerini karşılamak için çocukları araç olarak kullanmasıdır. Toplumca kabul edilmesi zor olduğu için belirlenmesi ve ortaya çıkarılması çoğu zaman zordur. Cinsel istismar sık rastlanan ve genelde yıllarca süren bir durum olmakla birlikte sıklıkla gizli kalmaktadır. Vakaların yalnızca %15’inin bildirildiği düşünülmektedir.
Çocuklara cinsel taciz birçok kişi tarafından yapılabilir; anne, baba, üvey anne, üvey baba, kardeş, akraba, öğretmen, komşu veya herhangi bir yabancı kişi. Boşanma, şiddet, alkol ve madde kullanımı olan ailelerde cinsel istismar daha sık görülmektedir. Çocuğun bakımıyla doğrudan ilgilenen babaların daha az istismar uyguladığı saptanmıştır. Cinsel istismarın sık görüldüğü aileler genel olarak işlevselliği bozuk aileler olarak tanımlanmakta ve bu ailelerde olaya yol açtığı düşünülen çeşitli patolojiler bulunmaktadır.
Hiç bir çocuk cinsel tacizle başa çıkabilmek üzere psikolojik açıdan hazır olamaz. İki üç yaşındaki çocuk bile, her ne kadar böyle bir olayın yanlış olduğunu bilmese bile, ilerideki yaşlarında yaşadığı bu olaydan dolayı olumsuz bir şekilde etkilenecektir. Beş yaş ve beş yaşın üstündeki çocuklarda, taciz uygulayan kişiyi tanıyorlarsa bir karmaşa yaşamaları normaldir; bu tarz cinselliğin yanlış olduğunu bilmelerine rağmen, cinsel tacizi uygulayan kişiye olan sevgi ve bağımlılıklarından dolayı cinsel tacizi kimseye anlatmazlar. Bazen cinsel istismarın fiziksel belirtileri varken, bazen de tacizin fiziksel belirtileri yoktur. Ancak fiziksel belirtiler olmasa bile bazı durumlarda muayenede bir takım belirtiler bulunabilir. Cinsel tacize uğramış çocuklarda cinsellik veya seks konularına anormal ilgi gösterme veya tamamen ilgisiz kalma, uyku sorunları veya kabus görme, depresyon veya aile fertlerinden/arkadaşlarından uzaklaşma, vücutlarının kirli olduğu veya cinsel organları bölgesinde bir sorun olduğu gibi düşüncelere sahip olma, okula gitmeyi istememe, normalin dışında yaramazlık yapma / söz dinlememe, yaptığı çizimlerde, oynadığı oyunlarda cinsel tacizi andıran resimler/oyunlar, anormal bir şekilde agresif olma gibi belirtiler görülebilir.

Cinsel İstismarın Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Çocukluk dönemi, cinsel gelişim ve bilgilenmenin henüz tamamlanmadığı bir süreçtir. Bu dönemde yaşanacak herhangi bir cinsel istismar eyleminin, özellikle aile içinden kaynaklanması çocukta meydana gelebilecek zararı daha da ağırlaştırmaktadır. Cinsel istismar çocuklarda uzun süreli duygusal ve davranışsal etkilere, korku, depresyon, kızgınlık, düşmanlık ve uygunsuz cinsel davranışlara yol açar.
Cinsel istismarda olası sonuçlar; cinsel gelişim üzerine etkiler, emosyonel etkiler, depresif duygudurum üzerine etkiler, anksiyete şeklindeki etkiler, davranışsal etkiler ve kişilik gelişimine etkiler başlıklarıyla incelenebilir.

Cinsel Gelişim Üzerine Etkileri

Cinsel istismara uğramış çocukta cinsel duygu ve tutumlar, normal gelişimlerinden sapabilir ve uygun olmayan biçimler alabilir. Yüksek riskli cinsel eylemler, cinsel istismara uğramış çocuklarda sık görülmektedir. Cinsel taciz öyküsü olan çocuklarda erken başlangıçlı cinsel yaşam, daha fazla oranda ergenlik çağında gebe kalma, birden fazla cinsel eş ve daha fazla cinsel saldırıda bulundukları da bildirilmektedir. Sık ve devamlı cinsel oyun, cinsel olarak baştan çıkarıcı davranışlar sergilemesi, yaşıyla uyumsuz cinsel aktivite göstermesi, kontrolsüz mastürbasyon ve resim çizimlerinde tacizi belirtme, uygunsuz cinsel davranışlar (herkesin ortasında mastürbasyon), cinsel ilişki taklidi, anüs veya vajinaya yabancı cisim sokmak, insanlara sürtünmek, sürekli genital organlarıyla oynamak gibi, cinsellik veya seks konularına anormal ilgi gösterme veya tamamen ilgisiz kalma sık görülen davranışlardır. Cinsel tacize uğrayan bazı çocukların yeni ilişkilerini cinsellik üzerine kurdukları görülmektedir. Bu tarz çocuklar genellikle, yetişkin olduklarında ya çocuklara cinsel taciz uygulamakta ya da para kazanmak için cinselliklerini kullanmaktadır.

Emosyonel Etkileri

Çocuğun cinsel istismarında, istismarla birlikte yaşanan travmatik cinsellik, ihanete uğramışlık hissi, güçsüzlük, stigmatizasyon (damgalanma) gibi dört travmatik dinamik yer alır. Bu dinamikler travmaya farklı bir yan katar, travmatik olayın etkilerini ağırlaştırır, çocuğun dünyasına, kognitif ve emosyonel oryantasyonuna zarar verir. Travma sonrasında çocuğun benlik algısında değişmeler, duygulanım sürecinde bozulmalar yaşanır. Cinsel istismara uğrayan çocuklarda tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler, olayla ilgili kabuslar, uykuya dalma ve konsantrasyon güçlüğü (karanlık olayı çağrıştırabilir ya da kabus göreceğini düşündüğü için uyumak istemez), öfke patlamaları görülebilir. Olayı anımsatan nesnelere karşı yoğun psikolojik sıkıntı ya da olayı anımsatan kişiler, görüntüler ve konuşmalardan kaçınmayla da karşılaşılabilir.

Cinsel İstismara Uğrayan Çocukta;

İhanet duygusu: İstismarcı çocuğun ona duyduğu güvenin sarsılmasına ve çocukta ihanete uğrama duygularının yerleşmesine neden olur.
Acizlik: Çocuk istek ve iradesi dışında cinsel amaçlı kullanıldığında ve bunu engelleyemediğinde kendini çaresiz ve aciz hissedebilir.
Damgalanma: Cinsel istismar olayına eşlik eden kötülük, utanç, suçluluk gibi kavramlar zamanla çocuğun benlik algısına karışır ve kendini böyle algılamaya başlar.

Depresif Duygu Durum Üzerine Etkileri

Cinsel istismara uğrayanlarda, depresyon veya aile fertlerinden/ arkadaşlarından uzaklaşma, tekrarlayan atipik ağrı, kendine zarar verici davranışlar, aşağılık duygusu gelişme riski artmaktadır. Bu gibi çocukların gelecek hakkında olumsuz düşüncelere ve düşük benlik saygısına sahip olduğu saptanmıştır. Ayrıca hiç bir işe yaramama duygusu, seks konusunda tuhaf düşüncelerin oluşması, içine kapanık ve yetişkin insanlara fazla güvenmemek gibi olumsuz duygular da yaşanabilir. Hatta bazı çocuklarda intihara teşebbüs bile olabilir. Yapılan bir çalışmada erişkin yaşta başlayan majör depresyonun, çocuklukta cinsel istismarla ilişkili olabileceği belirtilmiştir.

Anksiyete Şeklindeki Etkiler

Çocukluğunda kötüye kullanıma uğramış yetişkinlerde anksiyete bozukluğu prevalansının yüksek olduğu saptanmıştır. Anksiyete belirtileri; anormal bir şekilde agresif olma, korku reaksiyonu, kızgınlık, düşmanlık ve kabus görme şeklinde kendini göstermektedir. Bu belirtiler daha çok post – travmatik stres bozukluğu ile uyumlu bir klinik tablodur. Çocuk olayı canlı bir şekilde yeniden yaşamakta, gerginlik ve çabuk tepki verme gibi belirtiler göstermektedir. Kaygı bozuklukları cinsel istismara uğrayan çocuklarda kısa süre içinde ortaya çıkabilmektedir. Uyku bozuklukları, fobiler, bedensel yakınmalar ve korku tepkileri yüksek kaygı düzeyinin kliniğe yansıması olarak gözlenmektedir. Öfke tepkileri, zayıf dürtü kontrolü, karşı olma, karşı gelme bozukluğu cinsel istismara uğrayan çocuklarda gözlenebilmektedir.

Davranışsal Etkiler

Cinsel tacize uğrayan çocuk mutsuzdur, davranışları uçarıdır, ya çok titiz ya da dağınıktır. Yabancılara karşı alışılmadık biçimde davranır, ya çok yakın ya da çok utangaç ve korkaktır, ya çok uslu ya da provoke edicidir. Cinsel kötüye kullanıma uğramış erkek çocuklarda en sık görülen davranış tepkisi, saldırgan davranışların gelişimidir. Ayrıca dışa vurucu davranışlar, uyku bozuklukları ve uzaklaşma davranışlarını da gösterebilirler. Kızlarda gözlenen en sık davranış tepkisi ise, aşağılık duygusu ve kendine zarar verme davranışlarıdır. Kendine zarar verici davranışlar genellikle vücudunda sigara söndürme ve bileğini kesme şeklindedir.

Kişilik Gelişimi Üzerine Etkiler

Borderline kişilik bozukluğu saptanan kişilerin %70-80’inde, çoğul kişilik bozukluğu saptananların %85-90’inde çocukluk çağı cinsel istismar öyküsü pozitif bulunmuştur. Yine cinsel istismarda bulunan kişilerin %60-95’inde öykü pozitiftir. Çok küçük çocuklar bile yaşadıkları önemli olayları, aradan uzun süre geçmesine karşın doğru hatırlayabilmektedir. Kişiler arası ilişki kurma ve sosyal ilişkileri sürdürebilme becerisi, cinsel istismardan olumsuz olarak etkilenmektedir. Sonuç olarak; kanıtların eksikliği, yanlış bilgiler, kültürel ve geleneksel değerler istismarın göz ardı edilmesine yol açabilmektedir. Travma ancak çok ciddi boyutlarda olduğunda çocuk istismarı düşünülmektedir. İstismar göstergesi olan hafif bulgular atlandığında veya bildirimi yapılmadığında, yaşamsal önem taşıyan olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle, çocuk istismarının tanı ve tedavisinde etik, ahlaki ve kanuni yükümlülükleri olan sağlık ekibi üyelerinin, çocuk istismarının bulgu ve semptomlarını bilmeleri gerekir. Çocuk istismarında multidisipliner yaklaşım esastır ve bu yaklaşımın bir parçası olarak çocuk ve ailenin psikiyatrik değerlendirmesinin yapılması öncelik taşır. Sağlık çalışanları bakım ve tedavi görevlerinin yanı sıra, eylemi yasal birimlere bildirme yükümlülüklerinin de olduğunu unutmamalıdırlar.

Cinsel istismara bağlı duygusal ve davranışsal reaksiyonlar yaşa göre değişebilir!

0-3 Yaş
Davranışsal reaksiyonlar: Yeme ve uyku bozuklukları, yabancılardan korkma, üzerini giyip çıkarırken sorun çıkarmaya başlama.
Duygusal reaksiyonlar: Korku, konfüzyon (ne olup bittiği ile ilgili kafası karışır).

3-6 Yaş
Davranışsal reaksiyonlar: Bebeklik dönemine geri dönüş (bebek gibi konuşma, parmak emme gibi), içe kapanma, sözel ifadede azalma, anneye daha fazla bağlı olma, enürezis, enkoprezis, yeme ve uyku bozuklukları, cinsel oyun (sık ve devamlı), masturbasyon yapma.
Duygusal reaksiyonlar: Korku, konfüzyon, utanma, öfke, suçluluk duygusu, çaresizlik, zarara uğrama ve kirlenme duygusu

6-12 Yaş
Davranışsal reaksiyonlar: Sosyal içe kapanma ve tek başınalık, evden okuldan kaçma, yeme ve uyku bozuklukları, Öğrenme bozukluğu, obsesif kompülsiyon, otoagresyon, kendinden küçüklere cinsel istismarda bulunma, durup dururken ağlama, hassaslaşma, karın ve baş ağrıları, huzursuzluk.
Duygusal reaksiyonlar: Korku, utanma, suçluluk, öfke, güvensizlik, depresyon, intihar düşüncesi, kirlenmiş hissetme.

Aile İçi Cinsel İstismar “Ensest”

Ensest binlerce yıldan bu yana bazı istisnalar hariç bir tabu olarak görülmüştür. Tarihsel açıdan bakıldığında Peru, Mısır ve Japonya’da kraliyet ailesinin saflığını korumak için bu yolun meşru olarak kullanıldığı görülmektedir. Sofokles’in Kral Oidipus Tragedyasında Oidipus’un istemeden babasını öldürdüğü sonra da öz annesi ile evlendiği ve Oidipus’un bu gerçeği öğrendikten sonra gözlerini kör ederek kendisini cezalandırdığı anlatılır. Ensest geleneksel olarak biyolojik olarak akrabalığı olan aile bireyleri arasındaki ilişki olarak değerlendirilmektedir. Bu ilişki türü tarihte hep yasaklı bir tabu olarak görülmüştür. Klasik ensest ilişki sadece kan bağına dayanmaktadır. Yakın ilişkilerin kurulmuş olduğu, ebeveyn bağının ve güvenin oluşmuş olduğu veya ebeveynlerle olan ensest ilişki uzun yıllar boyunca görülmezlikten gelmiştir. Bu nedenle son yıllarda ensestin daha genel bir yaklaşımla çocukta cinsel istismar olarak değerlendirilmesi ve cinsel ilişki dışında daha geniş anlamda cinsel içerikli davranışları da içermesi gerektiği görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Ensest konusunda çeşitli tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlamalarda iki temel faktör ön plana çıkmaktadır. Bazı araştırmacılar sadece çekirdek aile içindeki aile bireylerini bu kapsamaalırken bazı araştırmacılar ise bakmakla yükümlü olan tüm kişileri biyolojik bağa bakmaksızın bu kapsama almaktadır. Ensest vakalarının çoğu annelerin çocuklarındaki davranış sorunları sonucu çocuklarını bir uzmana götürmeleri sırasında araştırmalarla ortaya çıkmaktadır. Olayın kurbanlarının suçluluk, utanma ve dışlanma korkuları olayın bildirilmesini engellemektedir. Bu durum genellikle başka araştırmalar yapılırken rastlantı sonucunda ortaya çıkmaktadır. Günümüzde ise en çok tartışılan olayın sosyo-ekonomik boyutunun olup olmadığı, sosyoekonomik düzeyi düşük ailelerde daha sık yaşanıp yaşanmadığı yönündedir. Ensestin sosyo-ekonomik düzeye bağlı olarak değişip değişmediği konusunda veri bulunamamıştır. Ancak yapılan araştırmalar, aile içi cinsel istismarda kişilik özelliklerinin önem kazandığını göstermektedir. Bunun yanı sıra ensest vakalarının çoğunluğunu baba ensesti oluşturmaktadır. Anne ensesti oldukça nadir görülmektedir.

Ensestin Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Ensestin çocuk üzerindeki etkileri; çocuğun saldırganla olan ilişkisine, seksüel aktivitelerin şekline, çocuğun işbirliğine, şiddet kullanımına, fiziksel zararın varlığına, çocuğun yaşı ve gelişim basamağına ve travma öncesi psikolojik gelişimine bağlı olarak değişmektedir. Ailenin olaya tepkisi de konu üzerinde etkileyici rol oynar. Ensest dışı cinsel istismara uğramış çocuklarda olduğu gibi parmak emme, tırnak yeme, enüresis, enkopresis gibi davranışlara sık rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra fobiler ve uyku bozuklukları, kız çocuklarda erkek çocukların yanında güvensizlik ve anksiyete (kaygı) belirtileri, bulantı, kusma, karın ağrıları, baş ağrıları gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Daha büyük çocuklarda; suçluluk hissi ve depresyon görülebilir. Suçluluk hissi, olayın kendisinden değil aile fertleri ile daha sonra yaşanan olaylardan kaynaklanır.
Enseste uğrayan genç yaşadıklarını anlatmaktan kaçınmakta ve ne yapacağını bilemediği için psiko-sosyal ve fiziksel sorunlar yaşamaktadır. OTkulda akademik ve davranış sorunları, suça eğilim, konversif tablolar, panik ataklar yaşayabilirler. Kirli ve değersiz olma hissi yaşanabilir. Adolesan kızlar; mazohistik çok eşli cinsel yaşam tercih edebilirler. Ayrıca cinsel istismarın; genital hasar, hamilelik ve zührevi hastalık kapma gibi fiziksel zararları da olabilir. Yapılan bazı araştırmalar; cinsel istismara uğramış kadınlarda, uyuşturucu bağımlılığının daha yüksek oranda ortaya çıktığını, daha sık frijidite, çok eşlilik ve depresyon görüldüğünü, bunun yanı sıra cinsel istismarın, kendileri de cinsel istismara uğramış kişiler tarafından daha sık yapıldığını göstermiştir. Sonuç olarak cinsel istismar, bireyin ebeveyn ve cinsel yönden fonksiyonlarına da etki etmektedir.

Çocuklarımızı Eğitmek

Hiç şüphesiz, cinsel istismar çocuklarımızın başına asla gelmemesini umduğumuz bir olaydır. Öte yandan, bu konuyu uygun zamanda çocuklarımızla konuşmuş olmak, oldukça önemlidir çünkü, çocuklarımızı cinsel istismardan korumanın en iyi yolu budur. Cinsel istismar konusunda bilgilendirilmiş çocuklar, bu talihsiz deneyimi engellemek ve yaşadıkları istismarı güvendikleri bir yetişkin ile paylaşmak konusunda daha hazırlıklı olurlar.
Bu anlamda anne-babalara düşen ilk ve en önemli görev, çocuklarını cinsellik ile ilgili bilgilendirmeye başladıkları okul öncesi dönemde, adı tam olarak kullanılmasa da “cinsel istismar” konusuna değinmektir. Çocuğunuzun cinsel anlamda kendini korumasını sağlamak için bilgilendirici bir konuşmaya “Bedenimiz özeldir, oyun oynamak için kullanmayız ve başkalarının da bedenimizle oyun oynamasına izin vermemeliyiz” gibi bir ifadeyle başlayabilirsiniz. Yanı sıra, çocuğunuza “iyi dokunuş” ve “kötü dokunuş”tan bahsedip, başkasına dokunmanın veya başkası tarafından dokunulmanın bir sevgi işareti olduğunu ve birine sarılmayı veya birinin ona sarılmasını, sevmesini istediğinde bunu söyleyebilmeyi öğretmelisiniz.
Bununla birlikte ona, her dokunuştan hoşlanmayabileceğini; bu yüzden de karşısındaki kendisine hoşlanmadığı bir şekilde dokunuyorsa bunu da ifade edebilmesi, engelleyemediği takdirde de bir büyüğüne söylemesi gerektiğini öğütlemek çok önemlidir. Ona istemediği şekilde dokunan kişi ısrar etse bile kesinlikle bunu “sır”olarak saklamaması gerektiğini ve ancak gerçeği söylerse onu koruyabileceğinizi vurgulamak önem taşır. Anne-babalar iyi ve kötü dokunuşları anlatırken çocuklarını korkutup kaygılandırmadan, sakin ve yumuşak bir ifadeyle açıklama yapmaya özen göstermeliler. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise anne-babaların bu tarz konuşmalarda, “kötü dokunuş”lara çok fazla vurgu yapmamalarıdır.
Çünkü, olumsuz cinsel deneyimlere fazla dikkat çekmek çocuğun kaygılanıp en yakınlarından gelen sevgi ve şefkat içeren “iyi dokunuşların da yanlış algılamasına neden olabilir. Bu konu, çocuğunuzun yaşı ilerledikçe farklı bağlamlarda ele alınır. Örneğin, ergenlik dönemindeki çocuğunuz iyi dokunuş ve kötü dokunuşu ayırt edebilecek yaş ve farkındalığa ulaşmıştır. Fakat, bu dönemde de vurgulanması gereken, çocuğunuzun sevgi ve ilgi duyduğu arkadaşı ile ilişkisinde de istediği noktada sınırlarını belirleyip “dur” diyebilmesi gerektiğini bilmesidir.
Ne Yapmalı?
Elbette, hiçbir şey bir anne-babayı çocuklarının cinsel istismara uğraması gibi acı verici bir deneyime hazırlayamaz. Fakat, anne-babanın bu travmatik deneyimi ele alış biçimi, cinsel istismarın çocuk üzerindeki kalıcı etkilerini büyük ölçüde belirler. Çocuğunuzun cinsel istismara maruz kaldığından şüphelendiğiniz bir durumda, polis gibi konuyla ilgili bir otoriteye durumu bildirmekten kaçınmayın.
Bazı aileler olayın üstünü örtüp yok sayarak çocuklarını çevrenin tepkilerinden koruduklarını düşünürler. Fakat cinsel istismar suçlamasında bulunmak ve bunu kanıtlamak kolay olmasa da, olayı görmezden gelmek çocuğun suçlunun korunduğunu düşünmesine neden olabilir. Ayrıca olayı saklı tutma kararı çocuğa, bu olayın gerçekten yaşanmadığını ya da olayda onun da suçu olduğunu dolayısıyla otoriterilerin haberdar edilmemesi gerektiğini ima edebilir. Cinsel istismarı gizli tutmak, gerçek anlamda suçluyu korumak ve ona başka çocukları da istismar etmesi için fırsat tanımaktır.
Eğitimciler, çocuk bakım kurum çalışanları, hukukçular, emniyet mensupları, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, hastanede çalışan tüm sağlık personeli istismarın önlenebilmesi için eğitilmelidir. Aslında mesleki yaşantısında çocukla temas eden her birey çocuk örselenmesinden kuşkulanmayı ve görünce ne yapması gerektiğini bilmelidir. Cinsel istismar olgularında yoğun bireysel terapiye ek olarak, gerekli görülen bazı durumlarda grup ve aile terapisi uygulanmalıdır. Olayın yeni olduğu dönemde çocuğa destek mutlaka gereklidir. Özellikle aile içi istismar vakalarında hekimle hasta arasındaki ilişki, çocuğun kurduğu ilk sağlıklı ilişki olabilir. Bu çocuklar kendilerini yalnız, terk edilmiş ve suçlu hissettiklerinden bu olgularda destekleyici yaklaşılmalıdır. Cinsel istismarı ortadan kaldırmanın en etkin yolu oluşmasını önlemektir, buna yönelik programlar geliştirilmektedir. Çocuklara yönelik bu programlar, olası istismar durumlarını tanımalarını, uygun bir yolla tepki göstermelerini ve böyle bir durumda güvendikleri bir erişkine olayı anlatmalarını hedeflemektedir.


Türk Ceza Kanununda Çocukların Cinsel İstismarı İle İlgili Maddeler ve Açıklamaları

ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI SUÇU ( BASİT CİNSEL İSTİSMAR )

Madde 103 - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.

Kanun koyucu 18 yaşını doldurmuş kimselere karış gerçekleştirilen cinsel davranışların kişinin iradesine aykırı olması halinde cezalandırılacağını düzenlemiştir. Ancak çocuklara karşı işlenen suçlarda küçüğün rızasına aranmamaktadır.
15 yaşını tamamlamamış veya 15 yaşını tamamlamış olsa dahi fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar açısından rızanın varlığı aranmaz.
15 yaşından büyük olan küçüklerin rızaları var ise bu suç oluşmayacaktır. Burada yer alan rıza hile, tehdit veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı değil ise hukuka uygundur.

KORUNAN MENFAAT:

Bu suç ile korunan menfaat mağdur çocuğun yararıdır. Kanun koyucu çocuğu korumak için rızasına dahi itibar etmemiş ve rızası ile dahi olsa maddede sayılan eylemleri suç saymıştır.
ÇOCUK: 18 Yaşını tamamlamamış olan kimseler çocuk olarak kabul edilmektedir.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI:

FAİL: Basit cinsel istismar suçunun faili kadın veya erkek herkes olabilir. Fail ile mağdurun ayrı cinslerden olması zorunlu değildir. Fail ile mağdur aynı cinsten de olabilir.

MAĞDUR: Mağdur çocuktur ( m. 6/1, b ).
15 yaşını tamamlamayan ya da 15 yaşını tamamlayıp da fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklar, ( 103/1,a )
15 Yaşını tamamlayıp da hile tehdit veya iradeyi etkileyen başka bir sebeple GEÇERSİZ RIZASI olan çocuklar ( 103/1, b ) bu suçun mağdurudur.
Suç çocuğun bedenine ve cinsel dokunulmazlığına karşı işlenir.
HAREKET VE NETİCE:

103. madde: “ Çocuğun cinsel davranışlarla istismar edilmesini ” suç saymıştır. O halde cinsel davranışlar ifadesi hangi anlamı içeriyor bunun bilinmesi gerekir.
Bu ifade 102. maddede sayılan ve mutlak surette BEDEN DOKUNULMAZLIĞINI İHLAL EDEN TÜRDEN DAVRANIŞLARI ifade etmektedir.
103. madde gerekçesinde; “ Erişkinlere karşı işlenen fiillerin çocuklara karşı işlenmesi ” halinde çocuğun cinsel yönden istismar edileceğini düzenlemiştir.
Bu sebeple mutlaka beden dokunulmazlığını ihlal eden hareketlerle bu suç işlenebilir. Söz atma ve cinsel taciz ( m. 105 ) fiilleri çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturmaz. Çocuğun bedenine dokunulmuş ise İSTİSMAR SUÇU OLUŞUR.
Bu halde basit cinsel istismar suçu için sadece beden dokunulmazlığı ihlal edilecektir. Eğer organ veya sair cisim sokulmuş ise bu halde NİTELİKLİ İSTİSMAR SUÇU OLUŞUR.
MANEVİ UNSUR

Basit cinsel istismar suçu kasten işlenebilir. Cinsel arzuları tatmin gayesi ile hareket edilmiş olmalıdır. Nitelikli cinsel saldırı suçunda ise; Organ veya sair cisim sokulmasının bilinmesi ve istenmesi gerekir.
NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMAR SUÇU

Madde 103/ 2- Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Çocuğun cinsel istismarı vücuda organ ya da sair cisim sokmak suretiyle gerçekleştirilmiş ise NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMAR SUÇU oluşur.
CİNSEL İSTİSMAR SUÇUNUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

1- Teşebbüs
Cinsel istismar suçu küçüğün cinsel dokunulmazlığını ihlal eden davranışlarla yapıldığı ya da vücuda organ sair cismin sokulduğu anda tamamlanır. Hareket ile netice arasında mesafe olabileceği gibi ani suç şeklinde de işlenebilir. Hareket ile netice arasında mesafe olduğu durumlarda teşebbüs mümkündür.
2- İştirak
Çocuğun cinsel istismarı suçuna iştirakin her türlüsü mümkündür.
3- İçtima
Cinsel istimar suçunda başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralamanın ağır neticelerine neden olması ( m. 87 ) halinde AYRICA KASTEN YARALAMA SUÇUNDAN da ceza verilecektir.
Burada B.T.M ile iyileşen yaralanmalar Cinsel İstismar suçunun kapsamındadır. Eğer yaralanmalar, cebir ve şiddet B.T.M sınırını aşmış ise ayrıca kasten yaralamadan ötürü de ceza verilecektir.
“ 103/ 5 Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”
Suçun bir mağdura karşı aynı suç işleme kararından hareketle işlenmesi halinde zincirleme suç hükümleri uyarınca bir ceza verilip CEZA ARTIRIMI yoluna gidilecektir.
Farklı mağdurlara karşı cinsel istismarda bulunulmuş ise her bir mağdur bakımından ayrı bir suç oluşur. Gerçek içtima kuralları uyarınca ayrı ayrı ceza verilecektir.
CİNSEL İSTİSMARDA CEZAYI AĞIRLAŞTIRAN HALLER ( m. 103/3 )

1- Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
2- Suçun birden fazla kimse tarafından işlenmesi,
3- Suçun 15 Yaşını Tamamlamamış veya Tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanılması suretiyle işlenmesi.

NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ CİNSEL İSTİSMAR SUÇU

- Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
- Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.


KOVUŞTURMA VE YAPTIRIM


Cinsel istismar suçu KAMU DAVASI'na konudur.
Cinsel istismar suçunda dava zamanaşımı kural olarak suçun işlendiği tarihten başlayacaktır. Ancak T.C.K madde 66/6 ya göre:
“ Çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun on sekiz yaşını bitirdiği günden itibaren.” Dava zamanaşımı süresi başlayacaktır.
103/1 Basit Cinsel İstismar: 3- 8 yıl hapis,
103/2, Nitelikli Cinsel İstismar: 8- 15 yıl hapis,
103/3 te yazılı halde: cezalar yarı oranda artırılacak,
103/4 te yazılı halde: cezalar yarı oranda artırılacak,
103/5 te yazılı halde: 15 yıldan başlayan hapis cezası verilecektir. Ancak T.C.K m. 49 a göre: “ süreli hapis cezası kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamaz ” hükmü uyarınca en fazla 20 yıl ceza verilebilecektir.
103/6 te yazılı halde: AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS.

REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇU

Madde 104 - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fail mağdurdan beş yaştan daha büyükse şikayet koşulu aranmaksızın ceza iki kat artırılr. (İptal fıkra: Anayasa Mah.2005/103, 2005/89 K. ve 23.11.2005 tarihli iptal kararı ile )
KORUNAN MENFAAT:

Henüz reşit olmamış olan ve hala çocuk sayılan bireyin menfaat ve cinsel dokunulmazlığı korunmaktadır.
Fail kız veya erkek olabilir. Failin reşit olması gerekmektedir ( 18 yaşını tamamlamış ). Bu madde kapsamında rıza ile gerçekleşen cinsel ilişkiden bahsedilmektedir. Eğer fail ve mağdur ikisi de 15- 18 yaş arasında ise ikisi de hem fail hem de mağdur konumundadır ve ortada mağdur ve fail sıfatının birleşmesi söz konusu olup kimse cezalandırılmayacaktır.

Mağdur kadın veya erkek olabilir. Önemli olan mağdurun 15 yaşını tamamlamış olması VE eylemin hukuki anlam ve sonucunu kavrayabilecek olgunlukta olmasıdır.
Eğer 15 yaşını tamamlamış fakat eylemin hukuki anlam ve sonucunu kavrayamamış ise bu durumda mağdur hala çocuk sayılacak ve çocuğun cinsel istismarı suçu oluşacaktır.
Madde de cinsel ilişkiye girmek suç sayılmıştır. Ancak burada geçen cinsel ilişkiye girmek deyiminden vücuda organ veya sair cisim sokma anlaşılmalıdır.
Cinsel ilişki Cebir, tehdit ve hile olmaksızın olmalıdır. Eğer bunlar var ise çocuğun cinseli istismarı suçu oluşur.
Genel kast ile işlenebilen bir suç tipidir. Mağdurun reşit olmadığının bilinmesi ve bilerek ve isteyerek cinsel ilişkiye girilmesi ile bu suç tipinin manevi unsuru oluşur.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

Teşebbüs:
Suç teşebbüse müsait bir suç tipidir. Cinsel ilişki için icra hareketlerine başlanmış ve fakat elde olmayan sebeplerden ötürü cinsel ilişki olmamış ise teşebbüs söz konusu olacaktır.
Gönüllü vazgeçme mümkündür.
İştirak:
Birden fazla kimsenin bu suçu birlikte işlemesi mümkündür.
İçtima:
Mağdurun rızası ile cinsel ilişkiye girildiği için bu suç kapsamında kasten yaralama veya hürriyetin sınırlanması gibi suçlardan ceza verilmeyecektir.
HUKUKA UYGUNLUK

Kanun koyucu 15 yaşını tamamlamış ve eylemin hukuki anlam ve sonucunu anlamış kimselerin rızasını hukuka uygunluk nedeni saymıştır. Ancak bu suç tipinde rıza ile yapılmış olsa da yine de eylem SUÇTUR. Bu suçta rıza sadece suçu TAKİBİ ŞİKAYETE BAĞLI hale getirmektedir. Bu suçta rıza eylemi hukuka uygun hale getirmez.
YAPTIRIM VE YARGILAMA

Takibi şikayete bağlı suç tipidir, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Şikayet hakkı BİZZAT MAĞDURUN KENDİSİNE AİTTİR. Mağdur yerine anne baba şikayetçi olamaz. Çünkü hukuken 15 yaşını tamamlamış olan bir kişi kişiliğe sıkı sıkıya bağlı olan hakları bizzat kendisi kullanır. Şikayet hakkı da bizzat mağdur tarafından kullanılması gereken bir haktır.

Kaynak
Adli Psikiyatri Dergisi, Gülümser Gültekin AKDUMAN, Canan RUBAN, Dr.Barış AKDUMAN, Dr.İrfan KORKUSU
Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Nimet OVAYOLU, Özlem UÇAN, Selver SERİNDAĞ
Av. Kenan Uysal
http://bianet.org/bianet/cocuk/112845-cocugun-cinsel-istismarina-karsi-anne-babalara-oneriler
http://www.morcati.org.tr/uploads/files/Cocuklara_Yonelik_Cinsel_Istismar.pdf



AYRINTILI BİLGİ İÇİN HUKUK BÜROMUZ AVUKATLARI İLE GÖRÜŞÜNÜZ
(İLETİŞİM SAYFAMIZA GEÇMEK İÇİN TIKLAYINIZ)